Çok şanslıyız ki ülkemiz, coğrafi konumu nedeni ile dört mevsimi de yaşadığımız bir iklim yapısına sahip. Bu sebeple her mevsimin sebze ve meyvelerini kendi topraklarımızda yetiştirebiliyor, her mevsimin kendine has eğlencelerinin tadını sevdiklerimizle birlikte çıkarabiliyoruz. Fakat bunun pozitif yönleri kadar riskleri de mevcut. Sık yaşanan mevsim geçişlerinin getirdiği hastalıklar durumun başlıca riskleri arasında.
Geçiş süreçlerinde yaşanan ani ısı ve nem değişimleri hem çocuklar hem de yetişkinler için fiziksel ve psikolojik yönden olumsuz etkiler oluşturur. Bunlara bir de doğanın döngüsünü sağlayan polenler ve alerjen maddeler dâhil olduğunda durum basit soğuk algınlıklarından öteye gidebilir. Yoğun saç dökülmesi, tırnak kırılması, halsizlik hissi gibi birçok semptom mevsim geçişlerinde sıklıkla karşılaşılan durumlardır. Bu ve benzeri konularda tedbirli olmak ve mevsim geçiş süreçlerinde yaşam kalitenizi yüksek tutmak için alınabilecek küçük tedbirler, geçici ya da kalıcı olabilecek rahatsızlıklardan sizi ve sevdiklerinizi korur. Bu önlemlerin başında ise pH seviyesi 7 ve üzeri olan alkali su tüketimi gelmektedir.
Sonbahar aylarında sıklıkça görülen ve oldukça bulaşıcı olan bir enfeksiyon hastalığı olan grip kendisini sıkça yüksek ateş, eklem ağrıları, yorgunluk ve öksürük şeklinde gösterir. Yüksek ateş sebebi ile susuz kalan vücudun sıvı dengesini düzenlediğinizde diğer belirtiler de hafifler, hastalığı ayakta atlatabilirsiniz. Bu süreçte alkali su tüketmek ter yoluyla kaybettiğiniz mineralleri geri kazanmanızda oldukça önemlidir.
Üst solunum yollarında meydana gelen bu hastalıklar. Kuru öksürük, boğaz ve burun enfeksiyonu halsizlik gibi belirtilerle kendisini gösterir. Üst solunum yolu hastalıklarında boğazın nemli olması oldukça önemlidir. Oda sıcaklığında ve yudum yudum tüketilen su boğazınızın tahriş olmasını engeller, karbonatlı su ile yapacağınız düzenli gargara ise boğazınıza yapışması muhtemel bakterileri temizler.
Astım hastalığı çok geniş kapsamlı bir hastalıktır. Mevsim değişikliği sırasında hava şartlarından dolayı vücudumuza bulaşan virüsler bu hastalık için bir tehdit kaynağıdır. Basit bir soğuk algınlığı bile astım hastalığını tetiklemektedir. Bu yüzden bağışıklık sistemini güçlendirmek bu hastalıkla mücadelede büyük önem taşır. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için dengeli ve düzenli beslenmenin yanı sıra su tüketimi de önemli rol oynar.